Dün bir dostum aradı..
İskenderun'da bir gazeteci benimle ilgili bir şeyler yazıp çizmiş.
Girdim baktım...
Tırışkadan hikayeler.
Güya aynı gün iki haber yapmışım da, kimlere hizmet ettiğimizi biliyormuş da, falan filan işte.
Ben bu ve bunun gibi zavallıları takip bile etmem. Ne yazdıkları umurumda bile olmaz. Çünkü bu zevat kendi hür iradesiyle hiç bir şey yazamaz. Patronunun onayından geçmeyen hiç bir haber gazetelerinde yer alamaz.
Yaptıkları tek şey, HBB Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş'ı eleştirmek.!
Benim iki siyasetçi hakkındaki paylaşımlarım üzerinden yalakalık yapmaya çalışan eyy zibidi!
Ülke genelinde ve Hatay'da MHP'lilere ve Ülkücülere 2'nci, 3'üncü sınıf muamelesi yapıldığında sen neredeydin? Bununla ilgili tek bir satır yazabildin mi?
Ben yazdım.
Ülkücü gençler iş bulamadığında, dik durup Ülkücü genç kardeşlerimizin haklarını savundun mu?
Ben savundum.
Sırf MHP'li ve Ülkücü oldukları için bertaraf etmeye çalışanların ve işletmeleri iflas etsin diye çaba sarf edenlerin karşılarına dikildin mi hiç?
Ben dikildim.
MHP'liler ve Ülkücüler her türlü çirkinliğe, iftiralara, karalama kampanyalarına maruz kalırken sen neredeydin eyy zavallı?
Gelelim MHP Milletvekili Lütfi Kaşıkçı'ya...
Gerek İl başkanlığı döneminde gerekse son yapılan genel seçimler öncesi bizler Kaşıkçı'nın yanında olurken ve karşılıksız destek verirken, sen neyle meşguldun acaba?
İYİ Parti İl Başkanı Şefik Çirkin'i de savunmuşsun, o da sana karşılık olarak teşekkür etmiş. Sahi sen şu arşivleri bir çıkar da, bu güne kadar İYİ Parti hakkında kaç tane haber yapmışsın bir görelim yahu..!
Uzun lafın kısası; senin olmadığın yerde hep biz vardık.
Seninle benim aramdaki fark; ben kötü günde vardım, sen iyi günde...
Sen talimatla haber yaparsın, ben talimat almadan kendi doğrularımı kaleme alırım.
Bir şeyler yazmak istiyorsan, birilerini savunmak istiyorsan veya yalakalık yapmak istiyorsan benim bir şeyler yazmamı bekleme. Kendini geliştir biraz, gayret et çabala...
Sağlıcakla kal ciğerim, iki gözünden öperim.
Facebook Yorum
Yorum Yazın