Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Sağlık Bilimleri Üniversitesinin 2022-2023 Akademik Yılı Açılış Töreni'ne katıldı.
Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Sağlık Bilimleri Üniversitesinin 2022-2023 Akademik Yılı Açılış Töreni'ne katıldı.
ANKARA (İGFA) -Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane Külliyesi'nde gerçekleşen programdaki konuşmasında, ülkelerin kalıcı ve sürdürülebilir sermayesinin beşeri sermayesi olduğunu vurguladı.
Türkiye'de ise 2000'li yıllarda eğitimin içler acısı bir durumda olduğuna işaret eden Bakan Özer, 2000'li yıllarda 300 bin dersliği olan bir eğitim sistemimiz varken bugün 857 bin dersliği olan bir eğitim sistemine kavuştuklarını söyledi. 2000'li yıllarda Türkiye'de 74 civarında üniversitenin bulunduğuna değinen Bakan Özer, "Bugün 209 üniversitenin olduğu bir yükseköğretim sistemine sahip olduk. On dokuz yirmi yıl bir ülkenin tarihinde çok uzun yıllar değildir ama kısa süre içinde çıktılara baktığımız zaman ülkenin beşeri sermayesinin toparlandığı bir döneme karşılık gelmektedir çünkü beş yaştaki okullaşma oranları yüzde 11 iken bugün yüzde 97'ye ulaştı. Ortaöğretimdeki net okullaşma oranları yüzde 44 iken bugün yüzde 95'e ulaştı. Yükseköğretimdeki net okullaşma oranları yüzde 14'lerden yüzde 48'e geldi. Yani eğitimin tüm kademelerinde bu ülkenin evlatlarının rahat bir şekilde eğitimle buluşması ve ücretsiz bir şekilde eğitimde fırsat eşitliğini merkezine alacak şekilde buluşması sağlandı" diye konuştu.
Bakan Özer, geçmişte uygulanan başörtüsü yasağının yanı sıra katsayı uygulaması gibi antidemokratik uygulamaların da yaşandığını belirterek bu yaşananlar sonucunda özellikle yükseköğretime ulaşmanın önüne engel konulmuş olduğunu dile getirdi.
Son yirmi yıldaki eğitim dönüşümünün öne çıkan iki kazanımı olduğunu söyleyen Bakan Özer, ilk kazanımın mazlumların, garip gurebanın, sosyoekonomik seviyesi yeterli olmayan dezavantajlı grupların rahat bir şekilde eğitime erişebilmesi olduğunu vurguladı.
Bakan Özer; Sağlık Bilimleri Üniversitesi rektörü Cevdet Erdöl ile mesleki eğitimdeki bu kalkınma hamlesini gerçekleştirirken özellikle biyomedikal, biyoteknoloji alanında ortak hareket etme konusunu konuştuklarını anlatarak sözlerini şöyle sürdürdü:
"AR-GE merkezleri kuralım ve her türlü finansal desteği de biz sağlayalım diye ama bu, nihayetlenmedi. İnşallah, bu akademik yılı açılışı vesilesiyle buradan deklare etmiş olalım. Tüm akademisyenler de tüm idari personel de bu vesileyle haberdar olsun. Türkiye'nin ilk biyomedikal alanındaki AR-GE merkezini Sağlık Bilimleri Üniversitemizle birlikte kuracağız. Altyapı çalışmaları için 10 milyon TL'lik bütçeyi Millî Eğitim Bakanlığı olarak biz vereceğiz. İstediğimiz şey, öğrencilerimizle birlikte AR-GE, inovatif çalışmalar yapmak, patent, faydalı model, marka, tasarım ki bu bir ülkenin kalkınması için en kritik alanlarından biri... Bu kapasiteyi güçlendirmek, özellikle biyomedikal alandaki dış bağımlılığı, cihazlardaki dış bağımlılığı engellemek ve yerli üretimle ülkemizi güçlendirmekle ilgili tüm bilgi birikimlerini paylaşabilmek... Biz her türlü bütçeyi bu AR-GE merkezi için sağlayacağız."
Yorum Yazın